باب
ما يقول إذا
انتهى إلى قوم
فجلس إليهم
121- Birilerinin
Yanına Gidip Oturan Kişi Ne Der?
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال حدثنا خلف
عن بن أخي أنس
عن أنس قال
كنت جالسا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في
الحلقة إذ جاء
رجل فسلم على
النبي صلى
الله عليه
وسلم وعلى
القوم فقال
السلام عليكم
فرد عليه
النبي صلى
الله عليه
وسلم وعليكم
السلام ورحمة
الله وبركاته
فلما جلس
الرجل قال
الحمد لله
حمدا كثيرا
طيبا مباركا
فيه كما يحب
ربنا ويرضى فقال
له النبي صلى
الله عليه
وسلم كيف قلت
فرد على النبي
صلى الله عليه
وسلم كما قال
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم والذي
نفسي بيده لقد
ابتدرها عشرة
أملاك كلهم
حريص على أن
يكتبوها
فبادروا كيف
يكتبونها حتى
رفعوه إلى ذي
العزة فقال
اكتبوها كما
قال عبدي
[-: 10101 :-] Enes der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir halkada oturuyorken adamın biri
geldi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ve yanında bulunanlara:
"es-Selamu aleyküm" diyerek selam verdi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi senin de üzerine
olsun" diyerek selamını aldı. Adam oturunca: "Rabbimizin razı olacağı
ve sevdiği şekilde tüm bereketleriyle pek çok övgüler Allah Teala'ya
olsun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama:• "Nasıl
dedin?" diye sorunca, adam söylediğini Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e bir daha tekrarladı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Canım elinde olana yemin olsun ki on tane melek bu sözünü ilk
önce yazmak için aralarında yanştılar. Ancak nasıl yazacaklarını bilemedikleri
için bunu İzzet sahibi Allah'ın huzuruna çıkardılar. O da: ''Kulum un dediği
şekilde yazın'' buyurdu" dedi.
Tuhfe: 554 .
7671. hadiste geçti.
أخبرنا أحمد
بن سليمان
وعبد الرحمن
بن محمد بن
سلام قالا
حدثنا يزيد
قال أخبرنا
هشام عن محمد
قال عبد الرحمن
ليس بن سيرين
عن رجل عن أبي
هريرة قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا جاء
أحدكم إلى
القوم فليسلم
وإذا قام
فليسلم فليست
الأولى بأحق
من الآخرة
[-: 10102 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz bir
topluluğun yanına gittiği zaman otururken selam versin. Aynı şekilde ayrılırken
de selam versin. Zira gelirken verilen selam ayrılırken verilen selamdan daha
kıymetli değildir" buyurdu.
Tuhfe: 13038.
Tahrici 10128. hadiste
yapılacaktır.
أخبرنا أبو
محمد الباجي
قال حدثنا
محمد بن قاسم
قال حدثنا أبو
عبد الرحمن
قال أخبرنا
أحمد بن
سليمان أبو
الحسن
الرهاوي قال
حدثنا أبو داود
وهو عمر بن
سعيد الحفري
عن سفيان عن
سلمة بن كهيل
عن عبد الله
بن عبد الرحمن
بن أبزى عن أبيه
قال كان النبي
صلى الله عليه
وسلم إذا أصبح
قال أصبحنا
على فطرة
الإسلام
وكلمة
الإخلاص ودين
نبينا محمد
صلى الله عليه
وسلم وملة
أبينا إبراهيم
حنيفا وما كان
من المشركين
[-: 10103 :-] Abdullah b. Abdirrahman
b. Ebza, babasından bildiriyor: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah
kalktığında (sabahları ne dememiz gerektiğini öğretmek için) derdi ki:
"İslam fıtratı, ihlas sözü, Peygamberimiz Muhammed'in dini ve hanif bir
müslüman olarak müşriklerden olmayan atamız İbrahim'in yolu üzerinde sabaha
eriştik."
Tuhfe: 9684.
9743. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا أحمد
بن حرب قال
حدثنا قاسم
وهو بن يزيد
الجرمي عن
سفيان عن سلمة
بن كهيل عن
عبد الله بن
عبد الرحمن بن
أبزى عن أبيه
قال كان النبي
صلى الله عليه
وسلم يقول إذا
أصبح مثله
سواء
[-: 10104 :-] Abdullah b. Abdirrahman
b. Ebza, babasından naklediyor: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah
kalktığında (sabahları ne dememi gerektiğini öğretmek için) şöyle derdi. ..
" Sonrasında ravi bir öncekinin aynısını aktarır.
Tuhfe: 9684.
9743. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم قال
حدثنا شبابة
قال سمعت شعبة
يقول أتيت
محمدا يعني بن
أبي ليلى فقلت
أقرئني عن
سلمة حديثا
مسندا عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم فحدث عن
بن أبي أوفى
قال إذا أصبح
أصبحنا على
الفطرة فذكر
الدعاء قال
شعبة فأتيت
سلمة فذكرت
ذلك له فقال
لم أسمع من بن
أبي أوفى عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم في هذا
شيئا قلت ولا
من قول بن أبي
أوفى قال لا قلت
ولا حدثت عنه
قال لا ولكني
سمعت ذرا يحدث
عن سعيد بن
عبد الرحمن بن
أبزى عن أبيه
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم أنه كان
إذا أصبح قال
ذلك فرجعت إلى
محمد وفي موضع
آخر من كتابي
فدخلت على
محمد فقلت أين
بن أبي أوفى من
ذر وفي موضع
آخر أين ذر من
بن أبي أوفى
قال هكذا ظننت
قلت هكذا
تعامل بالظن
قال أبو عبد
الرحمن محمد
بن عبد الرحمن
بن أبي ليلى
أحد العلماء
إلا أنه سيء
الحفظ كثير
الخطأ
[-: 10105 :-] Şu'be der ki: Muhammed
b. Ebi Leyla'ya geldim ve: "Seleme'den naklen bana Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'den bir hadis aktar" dedim. Muhammed, Seleme vasıtasıyla ibn
Ebi Evfa'dan naklen dedi ki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah
kalktığında şöyle derdi: "İslam fıtratı, ihlas sözü ... "
Sonrasında Seleme'nin
yanına geldim ve ibn Ebi Leyla'nın aktardığını bildirdim. Seleme: "Bu
konuda ibn Ebi Evfa vasıtasıyla Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bir şey
işitmiş değilim" dedi. Ona: "ibn Ebi Evfa'nın kendi sözü olarak
işitmiş olabilir misin?" diye sorduğumda: "Hayır!" karşılığını
verdi. "Bu konuda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den naklen bir şey
işittin mi?" diye sorduğumda dedi ki: "Hayır! Ama, Zer'in, Said b.
Abdirrahman b. Ebzer'den onun da babasından naklen bana bildirdiğine göre Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah uyandığı zaman bu sözleri söylerdi."
Bunun üzerine
Muhammed'in yanına geri döndüm. Ona: "ibn Ebi Evfa nerede, Zer
nerede?" diye sorduğumda: "Ben öyle zannettim" karşılığını
verdi. Ben de ona: "Sen bu şekilde zan ile mi amel ediyorsun!" dedim.
Nesai der ki: Muhammed
b. Abdirrahman b. Ebi Leyla ulemadan biridir, ama ezberi kötüdür ve hatası
çoktur.
Tuhfe: 9684.
9743. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن بشار قال
حدثنا أبو داود
قال حدثنا عبد
الرحمن بن أبي
الزناد عن
أبيه عن أبان
بن عثمان قال
سمعت عثمان بن
عفان يقول
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول ما من
عبد يقول في
صباح كل يوم
ومساء كل ليلة
بسم الله الذي
لا يضر مع
اسمه شيء في
الأرض ولا في السماء
وهو السميع
العليم ثلاث
مرات فيضره
شيء وكان أبان
قد أصابه طرف
فالج فجعل الرجل
ينظر إليه قال
أما إن الحديث
كما حدثتك ولكني
لم أفعله
يومئذ ليمضي
على قدره قال
أبو عبد
الرحمن عبد
الرحمن بن أبي
الزناد ضعيف
ويزيد بن فراس
مجهول لا
نعرفه
[-: 10106 :-] Eban b. Osman der ki:
Osman b. Affan'dan işittiğime göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kişi sabah ve akşam vakitlerinde üç defa: ''İsmi anıIdıktan sonra yerde
ve gökte bulunan hiçbir şeyin zarar veremediği, her şeyi işiten ve bilen Allah
Teala'nın adıyla ... '' dediği zaman o günü başına herhangi bir musibet
gelmez" buyurdu.
Ravi der ki: Daha
sonraları Eban kısmi felç geçirdi. Eban, ziyaretine gelenlerden birinin
kendisine baktığını görünce: "Sana aktardığım hadis doğrudur. Ancak felç
olduğum gün ben bu duayı okumamıştım, onun için başıma bu geldi" dedi.
Nesai der ki:
Abdurrahman b. Ebi'z-Zinad zayıf birisidir. Yezid b. Firas ise tanımadığımız
meçhul birisidir.
Tuhfe: 9778.
9759. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا عبد
الرحمن بن
إبراهيم دحيم
عن حديث بن
أبي فديك قال
حدثني يزيد بن
فراس عن أبان
بن عثمان عن
أبيه عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال من
قال حين يصبح
بسم الله الذي
لا يضر مع
اسمه شيء في
الأرض ولا في
السماء وهو
السميع
العليم لم
يصبه في يومه
فجأة بلاء ومن
قالها حين
يمسي لم يعني
يصبه في ليلته
فجاءة بلاء
[-: 10107 :-] Eban b. Osman,
babasından naklen Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi sabah vakti:
''İsmi anıldıktan sonra yerde ve gökte bulunan hıçbir şeyin zarar veremediği,
her şeyi işiten ve bilen Allah Teala'nın adıyla ... '' dediği'zaman akşama
kadar başına herhangi bir musibet gelmez. Bunu akşam vakti demesi halinde ise
sabahı bulana kadar herhangi bir musibetle karşılaşmaz" buyurduğunu
bildirir.
Tuhfe: 9778.
9759. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا أبو
داود سليمان
بن سيف بن
يحيى الحراني
قال حدثنا
الحسن بن محمد
بن أعين قال
حدثنا زهير
قال حدثنا أبو
إسحاق أنه سمع
الأغر أبا
مسلم قال أشهد
على أبي هريرة
وعلى أبي سعيد
الخدري أنهما
قالا إنا
سمعنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول
كلمات من
قالهن صدقهن
الله من قال
لا إله إلا
الله والله
أكبر قال الله
عز وجل صدق
عبدي لا إله
إلا أنا وأنا
أكبر لا إله
إلا الله وحده
لا شريك له قال
صدق عبدي لا
إله إلا أنا
لا شريك لي لا
إله إلا الله
له الملك وله
الحمد قال صدق
عبدي لا إله
إلا أنا ولي
الملك والحمد
لا إله إلا
الله ولا حول
ولا قوة إلا
بالله قال صدق
عبدي ولا حول
ولا قوة إلا
بي
[-: 10108 :-] Ağarr b. Müslim, Ebu
Hureyre ile Ebu Said'den naklen bildirir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Bazı sözler vardır ki kişi bunları söylediği zaman Allah Teala
onu tasdik eder. Kişi: ''Allah'tan başka ilah yoktur ve Allah büyükler
büyüğüdür'' dediği zaman Allah Teala: ''Kulum doğruyu söyledi! Benden başka
ilah yoktur ve ben büyükler büyüğümdür'' karşılığını verir. Kişi: ''Allah'tan
başka ilah yoktur, tektir ve ortaksızdır'' dediği zaman Allah Teala: ''Kulum
doğruyu söyledi! Benden başka ilah yoktur ve ortağım bulunmamaktadır''
karşılığını verir. Kişi: ''Allah'tan başka ilah yoktur. Hükümranlık ve hamd
ancak onundur'' dediği zaman Allah Teala: ''Kulum doğruyu söyledi! Benden başka
ilah yoktur. Hükümranlık da, hamd da ancak benimdir'' karşılığını verir. Kişi:
''Allah'tan başka ilah yoktur. Allah'a dayanmayan bir güç ve hareket de
olamaz'' dediği zaman da Allah Teala: ''Kulum doğruyu söyledi! Benden başka
ilah yoktur. Bana dayanmayan bir güç ve hareket de olamaz'' karşılığını
verir" buyurdu.
Tuhfe: 3966.
9774. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن قدامة قال
ثنا جرير عن
مسعر عن مجمع
عن أبي أمامة
بن سهل قال
سمعت معاوية
يقول سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول وسمع
المؤذن فقال
مثل ما قال
[-: 10109 :-] Ebu Umame b. Sehl,
Muaviye'den bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ezan sesini
işitince müezzinle birlikte ezanı tekrar etti.
Tuhfe: 11400.
1650. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا سويد
بن نصر قال
أخبرنا عبد
الله يعني بن
المبارك عن
مجمع بن يحيى
الأنصاري قال
كنت جالسا عند
أبي أمامة بن
سهل بن حنيف
فأذن المؤذن
فقال الله
أكبر الله
أكبر فكبر
اثنتين فقال
أشهد أن لا
إله إلا الله
فتشهد اثنتين
فقال أشهد أن محمدا
رسول الله
فتشهد اثنتين
ثم قال هكذا
حدثني معاوية
بن أبي سفيان
عن قول رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
[-: 10110 :-] Mucemmi' b. Yahya
el-Ensari der ki: Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf'i yanında oturuyordum. O sırada
ezan okunmaya başladı. Müezzin: ''Allah Ekber! Allahu Ekber!" deyince, Ebu
Umame de iki defa tekbir getirdi. Müezzir "Eşhedü en la ilahe
illailah" deyince, Ebu Umame de iki defa bu şekilde şehadet getirdi.
Müezzin: "Eşhedü enne Muhammeden Resulullah" deyince, Ebu Umame de
iki defa bu şekilde şehadet getirdi. Ezan bittikten sonra da şöyle dedi:
"Muaviye b. Ebi Süfyan'ın bana bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) de ezan sırasında böyle yapardı."
Tuhfe: 11400.
1650. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن منصور قال
حدثنا سفيان
عن مجمع عن
أبي أمامة بن
سهل عن معاوية
أن النبي صلى الله
عليه وسلم كان
إذا سمع
المنادي يقول
أشهد أن لا
إله إلا الله
قال وأنا فإذا
سمعه يقول
أشهد أن محمد
رسول الله قال
وأنا ثم سكت
[-: 10111 :-] Muaviye der ki: Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ezan sırasında müezzinin: "Eşhedü en la
ilahe illailah" dediğini işitince: "Ben de şehadet ederim"
buyururdu. Müezzinin: "Eşhedü en ne Muhammeden Resulullah" dediğini
işitince de: "Ben de şehadet ederim" buyururdu.
Ravi der ki: Muaviye
bunu dedikten sonra sustu.
Tuhfe: 11400.
1650. hadiste tahrici
yapıldı.
حدثنا محمود
بن خالد قال
حدثنا الوليد
قال أخبرنا
أبو عمرو
الأوزاعي عن
يحيى بن أبي
كثير عن محمد
بن إبراهيم عن
عيسى بن طلحة
قال كنا عند
معاوية فلما
قال المؤذن
الله أكبر قال
معاوية الله
أكبر فلما قال
أشهد أن لا
إله إلا الله
قال وأنا أشهد
فلما قال أشهد
أن محمدا رسول
الله قال
معاوية وأنا
أشهد ثم قال هكذا
سمعت نبيكم
صلى الله عليه
وسلم يقول
[-: 10112 :-] Isa b. Talha anlatıyor:
Muaviye'nin yanındaydık. Ezan okunmaya başlayıp da müezzin: "Allahu
ekber" deyince, Muaviye de: "Allahu ekber" dedi. Müezzin:
"Eşhedü en la ilahe illailah" deyince, Muaviye: "Ben de şehadet
ederim" dedi. Müezzin: "Eşhedü enne Muhammeden Resulullah"
deyince, Muaviye: "Ben de şehadet ederim" dedi. Ezan bittikten sonra
da: "Ezan sırasında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in böyle
söylediğini işittim" dedi.
Tuhfe: 11434.
1650. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا مجاهد
بن موسى قال
حدثنا حجاج
قال قال بن
جريج أخبرني
عمرو بن يحيى
أن عيسى بن
عمر أخبره عن عبد
الله بن علقمة
بن وقاص قال
إني عند
معاوية إذ أذن
مؤذنه فقال
كما قال
المؤذن حتى
إذا قال حي
على الصلاة
قال لا حول
ولا قوة إلا
بالله فلما
قال حي على
الفلاح قال لا
حول ولا قوة
إلا بالله
وقال بعد ذلك
ما قال المؤذن
ثم قال سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول ذلك
[-: 10113 :-] Alkame b. Vakkas der ki:
Muaviye'nin yanındaydık. Müezzinin eza okumaya başlayınca o da müezzinin
dediklerini aynıyla tekrar etti. Anca müezzin: "Hayy ale's-Salat"
deyince, Muaviye: "La havle ve la kuvvete illa billa (Allah'a dayanmayan
hiç bir güç ve hareket olamaz)" dedi. Müezzin: "Ha ale'I-Felah"
dediği zaman, Muaviye yine: "La havle ve la kuvvete illa bilIahdedi. Geri
kalanında da müezzinin dediklerini aynen tekrar etti. Ardından:
"Ezan
sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in böyle söylediğini
işittimdedi.
Tuhfe: 11431 .
1650. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا أحمد
بن بكار
الحراني قال
حدثنا أبو سعيد
مولى بني هاشم
قال حدثنا أبو
حرة عن محمد
بن واسع عن
عبد الله بن
الصمت عن أبي
ذر قال أوصاني
خليلي أبو
القاسم صلى
الله عليه
وسلم أن أكثر
من قول لا حول
ولا قوة إلا
بالله فإنها
كنز من كنوز
الجنة
[-: 10114 :-] Ebu Zer der ki: Dostum
Ebu'l-Kasım (Sallallahu aleyhi ve Sellem) banc: çokça: "La havle ve la
kuvvete illa billah (Allah'a dayanmayan hiç bir güç ve hareket olamaz)"
dememi tavsiye etti ve: "Bu söz, Cennet hazinelerinden bir hazinedir"
buyurdu.
Tuhfe: 11946.
9758. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن المثنى قال
حدثني وهب بن
جرير قال ثنا
أبي قال سمعت
منصور بن
زاذان يحدث عن
مهران بن أبي
شبيب عن قيس
بن سعد أن
أباه دفعه إلى
النبي صلى
الله عليه
وسلم يخدمه
فمر بي النبي
صلى الله عليه
وسلم وقد صليت
ركعتين فضربني
برجله وقال
ألا أدلك على
باب من أبواب
الجنة قلت بلى
قال لا حول
ولا قوة إلا
بالله
[-: 10115 :-] Kays b. Sa'd der ki:
Babam beni, hizmetini görmem için Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
göndermişti. Bir defasında yanıma uğradığında iki rekat nafile namaz kılmıştım.
Ayağıyla beni dürttü ve: "Sana Cennet kapılarından bir kapıyı göstereyim
mi?" diye sordu. "Tabi ki, göster" dediğimde: "''La havle
ve la kuvvete illa billah (Allah'a dayanmayan hiç bir güç ve hareket
olamaz)>> sözüdür" buyurdu.
Tuhfe: 11097.
Diğer tahric: Hadisi
Tirmizi (3581) ve Ahmed, Müsned (15480) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا هلال
بن بشر قال
حدثنا مرحوم
قال حدثنا أبو
نعامة السعدي
عن أبي عثمان
النهدي عن أبي
موسى الأشعري
قال كنا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم في غزوة
فلما قفلنا
أشرفنا على
المدينة وكبر
الناس تكبيرة
رفعوا بها
أصواتهم فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إن ربكم
ليس بأصم ولا
غائب فهو
بينكم وبين
رؤوس رواحلكم
فقال يا عبد
الله بن قيس
ألا أدلك على
كنز من كنوز
الجنة لا حول
ولا قوة إلا
بالله
[-: 10116 :-] Ebu Musa el-Eş'arı der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bir gazveye
çıkmıştık. Dönüşe geçip de Medine göründüğünde Müslümanlar yüksek bir sesle
tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Rabbiniz sağır ve uzakta değildir! 0, size bineklerinizin
başından daha yakındır" buyurdu. Sonra (Ebu Musa'ya) dönüp: "Ey
Abdullah b. Kays! Sana Cennet hazinelerinden bir hazine söyleyeyim mi? ''La
havle ve la kuvvete illa billah (Allah'a dayanmayan hiç bir güç ve hareket
olamaz)>> sözüdür" buyurdu.
Tuhfe: 9017 .
7632. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا عمرو
بن علي قال
حدثنا عبد
الرحمن قال حدثنا
حماد بن سلمة
عن عطاء بن
السائب عن أبي
رزين عن معاذ
بن جبل عن
النبي صلى
الله عليه وسلم
قال ألا أدلك
على باب من
أبواب الجنة
قال وما هو
قال لا حول
ولا قوة إلا
بالله
[-: 10117 :-] Muaz b. Cebel der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Sana Cennet kapılarından
bir kapıyı söyleyeyim mi?" diye sordu. Ben: "Han' kapıdır?"
dediğimde: "''La havle ve la kuvvete illa billah (Allah'a dayanmayan hiç
bir güç ve hareket olamaz)>> sözüdür" buyurdu.
Tuhfe: 11365.
Diğer tahric: Hadisi
Abd b. Humeyd (128) ve Ahmed, Müsned (21996) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا
القاسم بن
زكريا بن
دينار وأحمد
بن سليمان
قالا حدثنا
عبيد الله بن
موسى عن
إسرائيل عن
أبي إسحاق عن
كميل بن زياد
النخعي عن أبي
هريرة قال
بينما أنا
أمشي مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
يا أبا هريرة
ألا أدلك على
كنز من كنوز
الجنة لا حول
ولا قوة إلا
بالله ولا
منجا من الله
إلا إليه
[-: 10118 :-] Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yürürken: "Ey Eba
Hureyre! Cennet hazinelerinden bir hazineyi sami. söyleyeyim mi? ''Allah'a
dayanmayan hiç bir güç ve hareket olamaz. Yine Allah'ın katından başka
Allah'tan kurtuluşumuz yoktur'' sözüdür" buyurdu.
Tuhfe: 14301 .
Diğer tahric: Hadisi
el-Hakim (517) ve Ahmed, Müsned (8085) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا عبد
الله بن محمد
بن عبد الرحمن
قال حدثنا
سفيان قال
حفظناه من عبد
الكريم عن
مجاهد عن بن
أبي ليلى عن
كعب بن عجرة
قال قلت يا
رسول الله قد
علمنا كيف
نسلم عليك
فكيف نصلي
عليك قال
قولوا اللهم
صل على محمد
وعلى آل محمد
كما صليت على
إبراهيم وآل
إبراهيم إنك حميد
مجيد قال بن
أبي ليلى ونحن
نقول وعلينا
معهم وساق
الحديث
[-: 10119 :-] Ka'b b. Ucre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ya Resulallah! Sana nasıl
salatü selam edeceğimizi öğret" dediğimde: "Şöyle deyin: ''Allahım!
İbrahim'e ve ailesine hayırlar ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve ailesine de
öyle hayırlar ihsan et. İbrahim'e ve ailesine bereketler ihsan ettiğin gibi
Muhammed'e ve ailesine de bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı
yücesin''" buyurdu.
ibn Ebi Leyla ekledi:
Biz bunları söylerken: "Bize de onlar gibi hayırlar ve bereketler ihsan
eL" derdik.
1211. hadiste tahrici
yapıldı. Bu hadisin isnadı Tuhfe'de yer almamıştır.
أخبرنا عبيد
الله بن سعد
بن إبراهيم بن
سعد قال حدثنا
عمي قال حدثنا
شريك عن عثمان
بن موهب عن
موسى بن طلحة
عن أبيه أن
رجلا أتى نبي
الله صلى الله
عليه وسلم
فقال كيف نصلي
عليك يا نبي
الله قال
قولوا اللهم
صل على محمد
كما صليت على
إبراهيم إنك
حميد مجيد
وبارك على
محمد وعلى آل
محمد كما
باركت على
إبراهيم إنك
حميد مجيد
[-: 10120 :-] Musa b. Talha,
babasından naklediyor: Adamın biri geldi ve: "Ya Resulallah! Sana nasıl
salavat getireceğiz?" diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Şöyle deyin: ''Allahım! İbrahim'e hayırlar ihsan ettiğin gibi
Muhammed'e de öyle hayırlar ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin.
İbrahim'e bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve ailesine da bereketler
ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesin''" buyurdu.
Mücteba: 3/48; Tuhfe:
5014.
1215. hadiste geçti.
حدثنا أبو
عبد الرحمن
قال أخبرني
إبراهيم بن يعقوب
قال حدثنا عبد
الله بن يحيى
الثقفي ثقة مأمون
قال حدثنا عبد
الواحد بن
زياد عن عثمان
بن حكيم قال
حدثنا خالد بن
سلمة قال سمعت
عبد الحميد
سأل موسى بن
طلحة كيف
الصلاة على
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال
موسى سألت زيد
بن خارجة فقال
سألت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فقلت يا رسول
الله كيف
الصلاة عليك
قال صلوا ثم
قولوا اللهم
بارك على محمد
وعلى آل محمد
كما باركت على
آل إبراهيم
أنك حميد مجيد
[-: 10121 :-] Halid b. Seleme der ki:
Abdulhamıd'in, Musa b. Talha'ya: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
nasıl salat edilir?" diye sorduğunu işittim. Musa dedi ki: "Ben de
aynısını Zeyd b. Harice'ye sormuştum, Zeyd bana şu karşılığı verdi: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ya Resulallah! Sana nasıl salavat getirelim?"
diye sorduğumda,: "Namazlarınızı kıldıktan sonra şöyle deyin: ''Allahım!
İbrahim'in ailesine bereketler ihsan ettiğin gibi Muhammed'e ve ailesine de
bereketler ihsan et. Sen ki övülmeye layıksın ve şanı yücesim>"
buyurdu.
Tuhfe: 3746.
1216. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا
إسحاق بن
منصور قال
أخبرنا محمد
بن يوسف قال
حدثنا يونس بن
أبي إسحاق عن
بريد بن أبي
مريم قال
حدثنا أنس بن
مالك قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من صلى
علي صلاة
واحدة صلى
الله عليه
وسلم عشر
صلوات وحطت
عنه عشر خطيئات
ورفعت له عشر
درجات
[-: 10122 :-] Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem:
"Bana
bir defa salavat getiren kişiye Allah Teala on defa salavat getirir. Bunun
yanında on günahını siler ve (katındaki) derecesini de on derece yükseltirbuyurdu.
Tuhfe: 244.
1221. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا عبد
الله بن محمد
بن تميم قال
حدثنا حجاج عن
يونس عن بريد
بن أبي مريم
عن أنس بن
مالك قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم مثله سواء
[-: 10123 :-] Enes b. Malik: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur ... " dedikten sonra bir
öncekinin aynısını zikreder.
Tuhfe: 244.
1221. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم قال
أخبرنا
الملائي يعني
أبا نعيم
الفضل بن دكين
قال حدثنا
يونس قال
حدثنا بريد بن
أبي مريم قال
حدثني أنس بن
مالك عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
مثله ولم يقل
يرفع له بها
عشر درجات
يعني مثل حديث
إسحاق بن إبراهيم
عن يحيى بن
آدم عن
إسرائيل كان
قبله هو مكتوب
في داخل الجزء
[-: 10124 :-] Enes b. Malik:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur. .. "
dedikten sonra bir öncekinin aynısını bildirir; ancak ishak b. ibrahim'in
hadisinde olduğu gibi: "Katındaki derecesini de on derece yükseltir"
lafzını zikretmez.
Tuhfe: 244.
1221. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا أحمد
بن سعد بن
الحكم بن أبي
مريم قال
حدثنا عمي قال
أخبرنا يحيى
بن أيوب قال
حدثني جعفر بن
ربيعة أن عون
بن عبد الله
بن عتبة قال
صلى رجل إلى
جنب عبد الله
بن عمرو بن
العاصي فسمعه
حين سلم يقول
أنت السلام
ومنك السلام
تباركت ياذا الجلال
والإكرام ثم
صلى إلى جنب
عبد الله بن
عمر حين سلم
فسمعه يقول
مثل ذلك فضحك الرجل
فقال له بن
عمر ما أضحكك
قال إني صليت
إلى جنب عبد
الله بن عمرو
فسمعته يقول
مثل ما قلت
قال بن عمر
كان رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول ذلك
قال أبو عبد
الرحمن يحيى
بن أيوب عنده
أحاديث
مناكير وليس
هو بذلك القوي
في الحديث
[-: 10125 :-] Avn b. Abdullah b. Utbe
bildiriyor: Adamın biri Abdullah b. Amr bo el-As'ın dibinde namaz kıldı.
Abdullah b. Amr'ın selam verdikten sonra: "(Allahım!) Sen bütün
eksikliklerden berisin. Selamet ancak senin inayetinle olur. Sen ki ulusun,
celal ve ikram sahibisin" dediğini işitti. Aynı adam başka bir zaman
Abdullah b. Ömer'in dibinde namaz kıldı. Onun da selam verdikten sonra
(Abdullah b. Amr gibi) aynı şeyi söylediğini işitince gülmeye başladı. ibn Ömer
ona: "Neden gülüyorsun?" diye sorunca, adam: "Abdullah b. Amr'ın
dibinde namaz kıldım. Selam verdikten sonra senin dediğinin aynısını
söylediğini işittim" karşılığını verdi. Bunun üzerine ibn Ömer:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de selam verdikten sonra böyle
derdi" söylerdi.
Nesai der ki: Yahya b.
Eyyub'un münker hadisleri bulunmaktadır. Hadis alanında pek de sağlam biri
değildir.
Tuhfe: 7370.
Bu Hadisi Kütüb-i
Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.
أخبرنا
إسحاق بن
يعقوب بن
إسحاق قال
حدثنا معاوية
وهو بن عمرو
قال حدثنا
إسرائيل عن
عاصم الأحول عن
عوسجة بن
الرماح عن عبد
الله بن أبي
الهذيل عن عبد
الله بن مسعود
قال كان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إذا
سلم قال اللهم
أنت السلام ومنك
السلام
تباركت يا ذا
الجلال
والإكرام
[-: 10126 :-] Abdullah b. Mes'ud der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirip selam verdikten sonra:
"Allahım! Sen bütün eksikliklerden berisin. Selamet ancak senin inayetinle
olur. Sen ki ulusun, celal ve ikram sahibisin" diyecek kadar otururdu.
Tuhfe: 9354.
9846. hadiste tahrici
yapıldı.
حدثنا أحمد
بن حرب قال
حدثنا أبو
معاوية عن عاصم
عن عبد الله
بن الحارث عن
عائشة قالت
كان رسول الله
صلى الله عليه
وسلم إذا سلم
في الصلاة لم
يقعد إلا
مقدار ما يقول
اللهم أنت
السلام ومنك
السلام
تباركت ذا
الجلال
والإكرام
[-: 10127 :-] Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı bitirip selam verdikten sonra:
"Allahım! Sen bütün eksikliklerden berisin. Selamet ancak senin inayetinle
olur. Sen ki ulusun, celal ve ikram sahibisin" diyecek kadar otururdu.
Tuhfe: 16187.
1262. hadiste tahrici
yapıldı.